Hemoroid Hastalığı |
Muayene ve Teşhis | Nasıl Oluşur | Kabızlık | Tedavileri | Cerrahi Tedavi | Konservatif Tedavi | CerrahiDışı Tedavi | Laserötesi Tedavi | Tekrarlarmı? | Bende Varmıdır |
Gebelikte basur | Tedavi Olanların | Cevap Alan | Bitkisel Çözüm | Hemoroid Resimleri |
Menier Hastalığı | Baş Ağrısı Nedir | Kulak Hastalıkları | Miğren Hastalığı | Vertigo Hastalığı | Prostat Hastalığı |
Genel cerrahi polikliniklerinde en sık görülen hastalıklardan birisidir. Hiçbir şikayeti olmayan sağlıklı kişilerin muayenesinde her üç kişiden ikisinde hemoroid tespit edilmektedir.
Hemoroid
Dış hemoroid dokusu anüsün dışında cilt altında olan ve olağan şartlarda görünmez olan damarsal bir dokudur. İç hemoroidlerde olduğu gibi kabızlık, ıkınma sürekli öksürük gibi durumlarda şişebilir ve görünür hale gelir. Dış hemoroid başlangıç aşamasından itibaren kanama ve ağrı yapar. Dış hemoroid dokusu anüsün dışında olduğundan hasta çoğu kez kendi tanısını koymuş olarak gelir. Sıklıkla anal fissur (yırtık, çatlak) ile birliktedir.
Ağrı ve kanama ön planda olduğundan iç hemoroidlere göre daha erken tanı konulur. Buna rağmen sıklıkla hemoroid içi kanama (tromboz) oluşabilir. Bu genelde anüs çevresinde ele gelir büyüklükte sertlik ve morluk olarak algılanır. Tromboze hemoroid acil girişim gerektirir.
İç hemoroid dokusu anüsün iç tarafında dişli çizgi (linea dentata) olarak tanımlanan çizginin üst tarafında bulunur. Her insanda iç hemoroid dokusu vardır ve olağan şartlarda görevleri kalın barsağın son bölümündeki basınç değişimlerine bağlı olarak şişip sönerek doğal yastıkçık şeklinde istemsiz gaz ve sıvı çıkışına engel olmaktır.
* Ikınarak tuvalet yapan ve tuvalette uzun süre oturan insanlarda
* Süreğen öksürük ve kabızlığı olan kişilerde
* gebelik sırasında
* kronik kabızlık ya da uzamış ishal durumunda
İç hemoroid dokusunu barsak duvarına bağlayan Park bağları (Park ligamanı) zedelenir ve hemoroid dokusu aşağı doğru sarkmaya ve sarktıkça da şişmeye başlar. Bunun nedeni hemoroid memesinin kirli kanını taşıyan damarlarda sarkma nedeni ile oluşan açılanma ve kirli kanın geri akımında zorlanmadır.
Gebelerde de bebeğin büyümesi ile birlikte makat bölgesinde baskı artar, damarlarda ve hemoroid dokusunda şişme görülebilir. Gebelik döneminde çok artan progesteron hormonu da damar duvarının gevşemesine ve daha fazla şişmesine neden olabilir.
Klinikte kendini sadece kanama ile belli eder. Bu kanamalar genellikle büyük abdest sırasında veya sonrasında tuvalet kağıdını kirletecek şekilde veya bazen damlama tarzında olabilir.
1. evrede hemoroidal doku büyümüştür. Özellikle sert dışkı sonrasında kanama görülür, fakat sarkma yoktur.
Büyük abdest sırasında ıkınmakla anüs dışına çıkan memeler ve kanama ile belirti verir. Kanamalar biraz daha sık ve fazla miktardadır.
Tuvalet sonrası ağrısız kanama iç hemoroidlerin en tipik bulgusudur. 2. evrede iç hemoroidler ıkınma ve zorlanma ile anüsden dışarı çıkabilir. Ancak tuvalet sonrası dinlenmek ve beklemekle kendiliğinden içeri girerler. Bu dönemde kanamaya ağrı da eklenir.
Hemoroid memeleri artık kolayca anüs dışına çıkmakta ve sadece parmakla itilerek anüse yerleşebilmektedir. Sık sık dışarıda sıkışarak ödem, şişlik ve ağrıya yol açarlar. Bu durumda kanama da şiddetli olmaktadır.
3. evrede iç hemoroid dokusu tuvalet sırasında daha çok dışarı çıkar ve bu kez hasta tuvalet sonrası eli ile hemoroid dokusunu içeri itme gereksinimi duyabilir. Şişme ve zorlanma nedeni ile kanama ve ağrı çok artar.
Genellikle yıllardır devam eden kabızlıklar sonucu oluşan bu durumda, iç ve dış hemoroidler topluca makattan dışarı sarkmaktadır. Memeler ağrısız, ıslak ve büyüktür. Çoğu zaman sümüksü bir akıntı, büyük abdestten sonra tam temizlenememe, iç çamaşırının kirlenmesi ve otururken ağrı da yakınmalar arasındadır.
4. evreye gelindiğinde hemoroid dokusu hep dışarıdadır. El ile de içeri itilemez. Böyle bir durum yaşam kalitesini çok olumsuz yönde etkiliyecektir. Sürekli ağrı, akıntı, kanama ve infeksiyon nedeni olabilir. Hemen her zaman dış hemoroid ile birliktedir. Hemoroid memesi içine kanama olması (tromboz) sıklıkla görülür ve acil operasyon gerektirir.
-Makatı kurularken tuvalet kağıdına kan bulaşması
-Yetersiz ve ağrılı bağırsak hareketleri
-Makat içinde veya yakınında ağrılı şişlik
-Oturma esnasında ağrı
Bu bulgulardan eminseniz bunların hemoroidlerden kaynaklandığını doktorunuza danışarak öğrenmenizi öneririz. Makattan kanama ve ağrı ciddi bir hastalığın önemli bir bulgusu olabilir.
Hastaların klinikte kaşıntı, ele gelen meme, ağrı ya da kanama yakınmalarıyla doktora başvurmaktadır.Hastalar ne yazık ki hemoroidal hastalık yıllar içinde giderek kötüleşme eğiliminde olduğunu; hiçbir zaman daha iyi olmayacaklarını ve bu nedenle, ortaya çıktıkları anda güvenilir, hassas ve etkili bir tedavi yapılması gerektiğini bilmemektedir.
Ana semptomu kanama olan bu selim hastalıkta tedaviye başlamadan önce özellikle 40 yaş sonrası kesinlikle kolonoskopik işlem yapılması gerekir. Kalınbarsağın kanseri ekarte edilmeden hemoroidal hastalığa odaklanmamak gerekir. Genç hastalarda ülseratik kolit,crohn gibi inflamatuar bağırsak hastalıklarını atlamamak için kolonoskopi yapılması gerekir.
Hemoroidal hastalıklarda ciddi kanama şikayeti olmadığı durumlarda 1.ve 2.derece hemoroidal hastalıklar hastalık olarak kabul edilmeyebilir.
• Dışkılama sırasında ıkınmaktan kaçınılmalıdır.
• Kabızlıktan korunulmalıdır.
• Ayrıca hemoroid oluşumuna yol açabileceğinden uzun süren öksürük, ağır kaldırma gibi ıkınmaya yol açan etkenler de ortadan kaldırılmalıdır.
• Alkol, acı biber ve baharatlı gıdalardan sakınılmalıdır.
• Uzun süre hareketsiz olarak oturulmamalı ya da ayakta kalınmamalıdır.
• Düzenli egzersiz yapılmalıdır. Günde uyku dışında geçen her saat başına 5 dakika yürünmelidir. Uzun süre oturmanın hemoroid oluşumu ile ilgisi vardır.
• Yeterli miktarda su içilmelidir. Suyun çay, kahve gibi içeceklerle karşılanması yoluna gidilmemelidir. • Büyük abdestten sonra rahatsızlık oluyorsa ılık suyla oturma banyosu yapılmalıdır.
Kızıl ötesi ışınlarla hemoroidpakelerinde minör doku harabiyeti sağlanması yöntemidir. Kızıl ötesi ışık dokuda kuagülasyon nekrozuna yol açar. Erken evre küçük hemoroidlerde uygulanır. Ağrı ve kanamaya yol açabilirler.
3.4. derece hemoroidal hastalıklarda cerrahi tedavi uygulanmaktadır.
Tüm dünyada halen uygulanan en sık yöntemlerden biridir. Amaç hemoroidpakelerinin tamamının çıkarılmasıdır(hemoroidektomi). Açık ve kapalı yöntemler uygulanmaktadır. Hemoroidektomiden sonra nüks olasılığı % 5 in altındadır.
Ameliyat sonrası ağrı, kanama, idrar retansiyonu ve Hemoroidal Hastalığın Tedavisi
1.ve 2.derecehemoroidler kanama gibi klinik şikayet olmadığı durumlarda hastalık olarak kabul edilmeyebilir. Bu nedenle 1.ve 2.derece hemoroidlerde konservatif, medikal tedaviler ve küçük girişimler(skleroterapi,lastikbantligasyonu)yapılabilir.
Medikal tedavilerde öncelikle kabızlığı gideren ilaçlar da önerilmektedir. Antienflamatuartopikal ajanlar(krem, pomad), fitil ve sistemik olarak tabletler kullanılmaktadır. Tıbbi tedavi ile hemoroidlerin ortadan kalkması ve tam iyileşmesi beklenmemelidir. Bu tedavi daha çok şikayetleri ortadan kaldırmak için uygulanır.
İç hemoroidlerin çevresindeki yumuşak doku içerisine özel birtakım solüsyon enjekte edilerek damarların büzülmesi amaçlanır. Enjekte edilen madde mukozanın altındaki dokulara yapışmasına yol açar. Böylece prolapsus da önlenmiş olur. 1.ve 2.derece hemoroidlerde uygun bir tedavi seçeneğidir. Çoğu kez tekrarlanması gerekebilir.
2.ve 3.derece hemoroidlerde uygulanan bu yöntemde özel bir aletle hemoroidlerin tabanına bir lastik bant geçirilir. Bağlanan hemoroid dokusu üç beş gün içerisindenekroze olarak düşer, bantların ağrıya duyarsız olan dişli çizginin üzerine yerleştirilmesi gerekir. İlk seansta ikiden fazla bant uygulanmaması gerekir. Bu nedenle üç dört hafta aralarla bir kaç seans tedavi gerekebilirenfeksiyon riski mevcuttur. Açık hemoroid ameliyatlarının geç komplikasyonları ise anal fissür, anal stenoz, anal inkontinans veperianal fistül gelişme riskidir.
Açık cerrahi hemoroid ameliyatları sonrası ağrı, enfeksiyon ve geç komplikasyonları nedeni ile yeni bir konsept 1993 yılında İtalyan cerrah Dr. AntonioLongo tarafından uygulanmaya başlamıştır. Bu yeni ameliyat tekniğinin en önemli avantajı minimal ameliyat sonrası ağrı ve oldukça kısa olan iyileşme sürecidir.
Gerçekten 3.ve 4.derece hemoroidal hastalıkta normalde anal mukozayı internalsfinktere sıkıca destekleyen ligamanlar genişlemiş ve gevşemiştir. Anal mukoza prolabe olur.Bu yöntemde stapler denilen, tek kullanımlık özel bir alet kullanılır. Stapler ile yaklaşık 2 cm’lik mukoza kesilerek alınır. Dolayısı ile beslenmesi bozulan hemoroid memeleri söner ve memeler kaybolur. Çoğunlukla genel anestezi altında uygulama yapılır. Ameliyat süresi ortalama 20 dakikadır.
Az ağrılı olması:Hastaların yüzde 80'i klasik cerrahi yönteme göre ağrı kesiciye çok daha az ihtiyaç duyar. Hasta ertesi gün bile rahatça dışkısını yapar ve ağrı hissetmez.Hasta ertesi gün bile rahatça dışkısını yapar.
Makattan sarkmayı önlemesi:Hemoroid memeleri yukarı doğru çekildiği için hepsi barsak içerisine girmiş olur.
Ameliyat süresinin kısa olması:Klasik yöntemlerde ortalama 30 dakika olan ameliyat süresi Longo yönteminde yaklaşık 15 dakikadır.
İşe daha erken geriye dönmeyi sağlaması: Çoğu hasta 3-4 gün sonra aktif yaşamlarına ve işlerine geri dönebilir.
Hemoroidal hastalığın tanısında muayene ve endoskopi (sigmoskopi ve kolonoskopi) kullanılan yöntemlerdir. Özellikle ileri yaş hastalarda hemoroidal hastalık ile benzer yakınmalara neden olabilecek diğer hastalıkları (kalınbarsak kanseri, kolit vb.) ayırt etmek için mutlaka endoskopi önerilir.
İnsan bedeninin dış ortamdan soyutlanmış iç boşluklarının özel donanım ile görüntülenmesi işlemlerinin tümüne endoskopi adı verilir.
Endoskopi kelimesi latinceden gelmiştir. "Endo" iç anlamı taşır. "Skopi" ise görmek demektir.
Midenin görüntülenmesine gastroskopi, kalın barsağın görüntülenmesine ise kolonoskopi adı verilir.İnsan kalın barsağı yaklaşık 100-120 cm uzunluğundadır. Kalın barsağın tamamının incelenmesine kolonoskopi, son 60 cm'lik kısmının incelenmesine ise sigmoidoskopi adı verilir.
Sigmoidoskopi işlemi kolonoskopinin kısa şeklidir. Kalın barsağın son 60 cm'lik kısmına (S harfine benzerliği nedeni ile) sigmoid kolon adı verilir. Kalın barsağın bu kısmının incelenmesine ise sigmoidoskopi adı verilir.
İşlem öncesinde kolonoskopide olduğu gibi birgün öncesinden hazırlık gerekmez. Hastanede lavman yapılarak temizlik yapılması yeterlidir. İşlem süresi yaklaşık 5 dakikadır. Hasta seçimine de bağlı olarak genelde hafif rahatlatıcı ilaç uygulanarak yapılır.
Kolonoskopi işleminde olduğu gibi gerektiği durumlarda biopsi alınabilir ya da polip saptanması durumunda polipektomi (polipin çıkarılması) uygulanabilir. Tipik hemoroidal ya da fissür (çatlak, yırtık) yakınması ile birlikte kanaması olan genç hastalarda önerilir.
Merkezimizde hemoroid ya da fissur ameliyatı olacak hastalarımızda kolonoskopi gerektiren bir durum olmaması halinde önerdiğimiz yöntem sigmoisdoskopi yöntemidir. İşlem sonrasında yaklaşık 15-20 dakikalık dinlenme sonrası hastalarımız normal günlük yaşamlarına devam edebilirler.
Kolonoskopi işlemi kalınbarsağın tamamının fiberoptik bir cihaz olan kolonoskop ile incelenmesidir.
http://www.dogalsifarehberi.com
YanıtlaSil