Yataktan kalkma, yatakta bir yandan diğerine dönme, alışverişte üst raflara bakma, ayakkabı bağlamak için eğilme ve arkaya dönme sırasında yapılan baş hareketleri baş dönmesini tetikler. Baş dönmesinin süresi 15–30 saniye kadardır. Gün içinde defalarca olabilir. Bulantı olabilir, kusma görülmez, işitme sorunları da yoktur.
İç kulakta, yani denge organı içindeki yarım daire kanallarında kristallerin yerinden oynamasına bağlı ortaya çıkan baş dönmesi sebebidir. Baş dönmesi için verilen ilaçlarla düzelmez. Belli baş manevraları ile tanı konularak kolaylıkla tedavi edilebilir. Tekrarlayabilen bir hastalıktır. Bu durumda da aynı tedavi uygulanır. Daha çok genç ve orta yaş grubunda görülmektedir.
Başlıca belirtileri şunlardır: Ataklar halinde baş dönmesi, İşitme sorunları (başlangıçta dalgalı sonra sabitleşen işitme kaybı), kulakta çınlama, kulakta basınç hissi
Bu hastalığın tam nedeni belli değil, alerjik, anatomik, metabolik, bağışıklığa bağlı, enfeksiyöz faktörler ileri sürülse de, gerçek nedeni bilinmiyor. İç kulakta endolenf denilen sıvının fazlalığı ve basınç artışına bağlı olarak görülüyor.
Hastaya tuzsuz diyet önerilir. Şarküteri ürünleri, tuzlu peynir ve salamura türü tuzdan zengin gıdaların alınması azaltılır. Aşırı kafein tüketilmesi kısıtlanır. Çay içilebilir, fakat aşırı kahve ve kolalı içecekler sakıncalı olabilir. Bu nedenle azaltılmalıdır. Sigara kesinlikle yasaktır. Alkolün azaltılması gerekir, özellikle şarap ve bira atakları arttırmaktadır. Katı yağlı yiyecekler, unlu gıdalar, kızartmaları pek önerilmez. Tıbbi tedavi olarak çeşitli ilaçlar kullanılır.
Bir süre sonra yarar görmeyen hastalarda orta kulağa yönelik enjeksiyonlar uygulanabilir. Söz konusu diyet ve ilaç tedavilerine yanıt alınamayan hastalara cerrahi tedavi uygulanabilir. Farklı cerrahi yöntemler vardır. Bunlar içinde en iyi sonuç veren “vestibüler nörektomi” ameliyatı ile denge siniri kesilmektedir. Son çare olarak yapılan bu ameliyatta, beyin sapından iç kulağa giden sinir kesilmektedir. Özel eğitim gerektiren bir ameliyattır.
Meniere ve migren hastalığının bir arada olduğu tablo da sık görülür. Baş ağrısı ve baş dönmesi birliktedir. Bu grupta yer alan hastalar ilaç tedavisinden yarar görürler. Stresli, mükemmeliyetçi kişilerde, mali ve yönetimle ilgili işlerle uğraşan ve her şeyi kendine dert edenlerde daha sık rastlanmaktadır. Migrene yönelik tedavi verilince baş dönmesine de etki eder. Antidepresanlar ve migren ilaçları birlikte kullanılarak tedavide başarılı sonuçlar alınmaktadır.
İşitme sorunu olmayan bu hastalarda baş dönmesi daha uzun sürer. Birkaç güne kadar uzar. İki haftaya kadar uzar ama her geçen gün hafifleyen bir viral hastalık tablosudur. İlaç tedavisi ile baş dönmesi krizleri hafifletilir, ikinci aya kadar tamamen iyileşirler.
Labirentit olarak adlandırdığımız iç kulağın iltihapları, kronik orta kulak iltihabına bağlı olarak gelişebildiği gibi, menenjite ve ilaçlara bağlı da gelişebilir. İşitme ve denge kaybı yönünden çok ciddi bir hastalık tablosudur. Bu grup içinde daha hafif seyreden tablo ilaçlara bağlı labirentitlerdir. Bu ilaçlar ototoksik etkilerinden dolayı işitme ve denge bozukluğuna neden olabilir.
Aminoglikozit türü antibiyotikler: Bunlar idrar yolu enfeksiyonlarında ve cerrahi enfeksiyonlarda ve tüberküloz tedavisinde kullanılır. Denge ve işitmeyi bozduğundan, artık hekimler bu ilaçların yerini tutacak diğer antibiyotikleri tercih etmektedirler. Aspirin ve Kinin gibi ilaçlar en başta yer alan kulağa zarar verebilecek ilaçlardır.
Klinik seyri daha masumdur, ama çok daha ciddi sonuçlara yol açabilir. Beyin ve beyincik kanamaları ve enfarktüsleri, kafa içindeki çeşitli tümörler, anevrizmalar, MS hastalığı (Multipl Skleroz), denge bozukluğuna yol açar. Bu hastalıklarda baş dönmesinden ziyade denge bozukluğu görülür. Daha yavaş seyirli ve daha silik bir tablodur, o yüzden gözden de kaçabilirler. Diğer nörolojik belirtilerin de irdelenmesi çok önemlidir. Görme bozuklukları, çift görme, konuşma bozukluğu, sarsak yürüyüş (ayakları açarak ördek gibi yürür). Yüzde, elde, kolda felç ve motor kusurlar vardır, duysal kusurlar ve his kayıpları görülür. Tüm bunlar denge bozukluğu ve baş dönmesiyle bir arada olduğunda ciddi bir tablonun olduğuna işaret ederler.
İleri yaşlarda görülen bir başka baş dönmesi nedeni, “Vertebrobaziler Yetmezlik” tir. Baş pozisyonunun değişmesiyle beyin kan akımında azalma, ardından denge bozukluğu ortaya çıkar. Baş dönmesi, görme bozuklukları, işitme bozuklukları da olabilir. Tek başına baş dönmesi de olabilir. Bu hastaların çoğunda aterosklerotik damar hastalığı vardır. Ek olarak kemik erimesiyle birlikte omurların boyu da kısalarak kafa içine kan taşıyan damarlar iyice bükülür ve yeterli miktarda kanı iletemez. Boyun kökenli nedenler de olabilir. Spondiloz hastalığı ya da osteofitler (boyunda kireçlenme) nedeniyle bu yetmezlik ortaya çıkabilir.
“Baziler Migren” diye tanımlanan bu hastalığa, ergenlik çağında yeni adet görmeye başlamış genç kızlarda rastlanır. Şiddetli baş ağrısı ve baş dönmesi vardır. Kriz sırasında damarda spazm olur ve dengeden sorumlu bölgelere yeteri kadar kan gidemez ve o sırada kriz yaşanır. Yaşla beraber düzelebilen bir durumdur. Bu hastalar doğal olarak kriz esnasında çok fazla paniğe kapılırlar. Fakat neden açıklanınca bu sorun da ortadan kalkar.
Baş dönmesi insanın sosyal yaşamını alt üst edebilir. Ruhsal sorunlara da yol açabilir. Bunun tersi durumda söz konusu olup, ruhsal kökenli denge sorunları da ortaya çıkabilir. Bu tür psikojenik denge bozuklukları daha çok çeşitli sorunları olan genç kadınlarda görülmektedir. Baş dönmesi tanımlamaları çok tutarlı değildir, ifadeleri çok karmaşıktır. Mutlaka psikiyatr desteği alınmalıdır. Çok net baş dönmesi krizi yaşamazlar, daha çok dengesizlik tanımlarlar.
Her ne kadar hastalar baş dönmesi olarak ifade ederlerse de gerçek bir baş dönmesi değildir. Beynin kısa süreli kansız kalması, azalmasıyla ortaya çıkan, birkaç saniyelik bilinç kaybı ya da bayılma tablosudur. Düşük tansiyonda, nabzın yavaş atmasında, kalp kapakçık hastalıklarıyla yeterli kan pompalanamaması durumlarında ve kalp krizinin erken döneminde görülebilen tablodur. Gerçek baş dönmeleriyle ilgisi yoktur. Bu nedenle tedavileri de farklıdır. Antihipertansif ilaçlar, trisiklik antidepresanlar, antianjinal ilaçlar da bu tip denge sorunlarına yol açabilirler.
Şu anda kortizon iğnesi yaptırıyorum iki gün arayla 8 tane kulak içine.10 ay veya bir yıl ataklar kesiliyor--2015
Geçmiş olsun. Hangi hastanede ameliyat oldunuz.
YanıtlaSilameliyatı Gazi Üniversitesinde oldum
SilAmeliyatı hangi hastanede hangi ilde oldunuz öğrenebilirmiyim acaba ?
YanıtlaSilHakan bey geç oldu ama ameliyatı Gazi Üniversitesinde oldum
YanıtlaSil