24 Ağustos 2016 Çarşamba

Hemoroid (Basur-Mayasıl) Tekrarlarmı?

HEMOROİT(BASUR-MAYASIL)HAKKINDA
Hemoroid Hastalığı
Muayene ve Teşhis Nasıl Oluşur Kabızlık Tedavileri Cerrahi Tedavi
Konservatif Tedavi CerrahiDışı Tedavi Laserötesi Tedavi Tekrarlarmı? Bende Varmıdır
Gebelikte basur Tedavi Olanların Cevap Alan Bitkisel Çözüm Hemoroid Resimleri
Menier Hastalığı Baş Ağrısı Nedir Kulak Hastalıkları Miğren Hastalığı
Vertigo Hastalığı Prostat Hastalığı
HEMOROİD TEKRARLAR MI? NÜKS EDER Mİ?
Hemoroidal Hastalığı(Basuru) olan bir hastanın işi hiç kolay değildir. Gerek sıkıntılarıyla gerekse “Muayene” diye bilinen tanı ve ayırıcı tanı aşamalarıyla hasta için derttir. Son çare olarak sunulan ameliyatlar için yaygın hale gelmiş “Ameliyat olsan da tekrarlar!..” inanışıyla ayrı bir derttir.
Hemoroidal Hastalığın tedavisinde TEKRARLAM A anlamına gelen “NÜKS” ile karşılaşmamak için hastanın öncelikle basuru anlaması gerekir. Sonrasında ise bu çerçevede;
1. Hastalığın olabildiğince erken aşamada ve ehil elde tespit edilmesi,
2. Kullanıcı hatalarının yarattığı yapısal veya işlevsel hasarlarla birlikte komple (doğru ve eksiksiz) teşhis edilmesi,
3. Son olarak da kullanıcı eğitimi odaklı uygun ve yeterli tedavi uygulanması gerekir.
Bu çerçevede uygulanacak tedavi yaklaşımının veya adının; şu veya bu olmasının hiçbir bir önemi yoktur. Asıl olan; doğru ve eksiksiz teşhis ile uygun ve yeterli tedavi süreçlerine girilmiş olmasıdır. O halde “hastanın tuvalette rahatlayamaması ve makattaki sorun veya sorunların bir şekilde devam etmesi” anlamına da gelen ve sıklıkla “nüks” olarak adlandırılan bu süreçleri irdeleyelim.
Basuru Anlamak!..
Normal dışkılamayı bilmeden Basuru anlamak ve yönetmek imkânsızdır. Çünkü basur gibi makat hastalıkları; sıklıkla kullanıcı, yani dışkılama hatalarına bağlı olarak belirginleşir veya tetiklenir. Normal dışkılama; “Mermiyi namluya ver, ama namludan sen çıkarma, bırak kendiliğinden çıksın” modeli olarak düşünülebilir. Dolayısıyla basur gibi makatta yaşanan sıkıntılar ve hastalıklar bu çerçevede değerlendirilebilir. Nasıl mı?
Çoğu kişi, çocukluk yıllarında edindiği tuvalet tutma ve erteleme öğretisiyle; mermiyi, mekanizmayı kullanmak yerine “Ihhlaaa da çıkar” öğretisinin sağladığı gereksiz ıkınmalarla namludan çıkarır.
KULLANICI HATASI. Bu durum zamanla mekanizmada hasara yol açar. Mekanizmada oluşan hasarın derecesine paralel olarak da zamanla “ıkınmadan çıkmaz ki!..” dedirten gereksiz ıkınma ihtiyacı oluşur. Yani mermiyi namludan da çıkarmaya mahkûm olunur. Ki bu süreçten, ister istemez namlu da nasibini almaya başlar ve sıklıkla basur, çatlak gibi adlarla anılır. Makatta yanma-sızlama, ağrı, şişlik, kanama gibi sıkıntılarla gün yüzüne çıkan namlu hasarları; nedense “Herkeste oluyor..” düşüncesiyle pek önemsenmez veya geçiştirilir.
Ayrıca bu süreçteki mekanizma hasarları ise Redundan Rektosigmoid, Dilate Rektum, Rektosel, Rektal Mukozal Prolaps, Rektal Intussusception, Perineal Descent, Anismus gibi adlarla anılır ve dışkılama güçlüğüne sebep olur. Dışkı çıkış güçlüğü tipi kabızlık olarak belirginleşen dışkılama güçlüğü ise zamanla “kısır döngü” misali, gereksiz ıkınmayı artırarak hem mekanizma (rektum ve pelvik taban) hem de namlu (makat) hasarlarını tetikler.
Ancak bu işlevsel bütünsellikte makata yaklaşıldığında basur anlaşılabilir ve tedavisi planlanabilir. Aksi takdirde buzdağının sadece suyun üstünde kalan kısmına odaklanıp sonrasında; “Tekrarladı” diyen veya “Kabız olmamaya (ıkınmamaya) çalışın, kabız olursanız (ıkınırsanız) tekrarlar” denilen hastalardan olunur.
Ehil Elde ve Erken Teşhis…
Hemoroidal hastalığın teşhis ve tedavi süreçlerinde hastayı yönlendiren klavuzun (hekimin); bu işlevsel bütünselliği görecek kadar işin ehli olması gerekir. Aksi takdirde “klavuz-karga” misali bir süreç gelişir. Sonra da…
Ayrıca Hemoroidal Hastalığın erken teşhisi hem hastanın hem hekimin elini kuvvetlendirerek konservatif tedavi etkinliğini artırır. Ancak çoğu hasta; gerek “herkeste oluyor” tarzı önemsemez düşüncelerle gerekse malum çekincelerle bu fırsatı kaçırır.
Diğer taraftan, konservatif yaklaşım; sıklıkla “iki ilaç kullanayım da geçsin” tarzında sadece ilaç tedavisi olarak algılanır. Hâlbuki bu yaklaşımdaki asıl unsur; ilaçlardan ziyade kullanıcı eğitimi adı altında doğru veya normal diye bildiği hatalı beslenme, özellikle de hatalı dışkılama alışkanlıklarını düzenlenmesidir. Hap, fitil, krem gibi ilaçlarla ve sıcak uygulamalarla kullanıcı eğitimi desteklenir. Erken teşhis edilen, dolayısıyla mekanizma hasarının belirgin olmadığı hastalarda konservatif yaklaşımla sıkıntılarda 1-2 hafta içersinde gerileme olur. Ancak Kullanıcı eğitiminin “KORUNMA” adına idame ettirilmesiyle bu gerileme sürdürülebilir. Aksi takdirde…
"Doğru ve Eksiksiz" Teşhis eşliğinde "Uygun ve Yeterli" Tedavi…
Hemoroidal hastalıkta, makattaki sorunlara yönelik kısa sorgulamayı müteakiben anal muayeneye geçilir ve elde edilen bulgulara göre de teşhis konur. İlave olarak, kanser risk analizine göre Kolonoskopi/Sigmoidoskopi tetkiki istenerek ayırıcı tanı işlemleri yapılır. Tespit edilen basurun durumu (evresi) ne olursa olsun; öncelikle konservatif yaklaşımla takip önerilir.
Ancak kullanıcı eğitimi içermeyen bu takip süreci; daha çok reçeteye yazılan iki-üç kalem ilaç ile birtakım beslenme önerilerini kapsar. Ancak çoğu hasta, bu önerilerle idare etmeye çalışır veya “Geçmedi” diyerek yeni arayışlara girer. Çoğunlukla ilaç tedavisi olarak algılanan konservatif yaklaşımdan sonuç alınamadığında; erken evre hemoroidlerde tekrarlayıcı uygulama gerektiren cerrahi dışı, ileri evrelerde ise cerrahi tedavi alternatifleri sunulur. Hatta kabızlığın da bu süreçte geçeceği düşünülür.
Buna rağmen cerrahi dışı ve cerrahi tedavilerden sonra birçok hasta; devam eden dışkılama güçlüğü, yani gereksiz ıkınmaları nedeniyle “tekrarladı” diyerek geri dönmeye başlar. Ya da “Aklı kıçında yaşama” misali, olduğu kadarıyla yetinir ve idare etmeye çalışır. Çünkü namluyu ne kadar onarırsanız onarın, mekanizma hasarı bâki kaldığı sürece namlunun zorlanması ve bir şekilde tekrar hasar görmesi kaçınılmazdır.
Diğer tarafta, ister ameliyatsız isterse ameliyatlı tedavi olsun… Sıklıkla kullanıcı hatalarına bağlı olarak belirginleşen basur da; “imam bildiğini okur” misali, arabasını yol diye asfalt yerine dağda taşta kullanmaya devam eden bir hastanın nüks ile karşılaşması kaçınılmazdır. O yüzden normal dışkılama kuralları; basur gibi makat sorunu olanların kullanıcı eğitimi, olmayanların ve tedavi görenlerin ise korunma adı altında vazgeçilmezidir.
Hâlbuki…Sıklıkla kullanıcı hataları nedeniyle belirginleşen ve zamanla da makatta yanma-sızlama ve kanama ile ilk sıkıntılarını vermeye başlayan Hemoroidal hastalıkta; kullanıcı eğitimi temelli konservatif yaklaşımla 1-2 hafta içersinde rahatlama olur. Hatta kullanıcı eğitiminin “KORUNMA” adı altında idame ettirilmesiyle de bu rahatlama sürdürülebilir. Ama bu aşamadaki hastaların çoğu sıkıntılarını önemsemez ve geçiştirir. Ancak sıkıntılar daha belirgin hale geldiğinde tedavi görmeye karar verilir. Ama bu sefer de sadece kullanıcı eğitimiyle elde edilecek başarı oranı düşer.
Kullanıcı eğitimine rağmen sonuç alınamayan hastaların sorgulamaları detaylandırılmalı ve sıklıkla “normal” diye ifade ettikleri dışkılama alışkanlıkları, özellikle de dışkılama güçlüğü (mekanizma hasarları) yönünden irdelenmelidir. Hatta bu çerçevede, gerektiği ölçüde Defekografi, Anal Manometri, 3D Endoanal USG gibi tetkiklerden faydalanılmalıdır. Ancak bu sayede hem mekanizma hem de namlu hasarları komple (doğru ve eksiksiz) teşhis edilebilir. Yoksa…
İyi de mevcut cerrahi dışı veya cerrahi tedavi alternatifleri sadece namlu(makat) hasarına yöneliktir!.. O yüzden doğru ve eksiksiz teşhis yapılmış olsa bile hem namlu(makat-basur)) hem de mekanizma (pelvik taban ve rektum) hasarını onaran uygun ve yeterli bir tedavi yöntemi yok ki!... İşte bu nedenle her türlü basur tedavisinin tekrarlama riski olduğu söylenir. Hatta bu amaçla çoğu hasta; “Kabız olmamaya(ıkınmamaya) çalışın, kabız olursanız (ıkınırsanız) tekrarlar” denilerek uyarılır.
Bu çerçevede işin içinden çıkılamaz hale gelen basur tedavisinde; öncelikle dışkı çıkışını rahatlatmayı sağlayan “Laserötesi Tedavi” modeliyle başarıya ulaşılabilir. Nasıl mı?
LASERÖTESİ TEDAVİ
"Yenilikçi, Güvenli ve Kalıcı..." Hemoroidal Hastalık (Basur) başta olmak üzere dışkılama bağımlı makat hastalıklarının tedavisinde hemen her yöntemle, belli oranda da olsa başarıya ulaşmak mümkündür. Ancak hastaların arzuladıkları tedavi beklentileri için bu oranlar; ya sıklıkla yetersiz kalır ve memnuniyetsizlik yada nüks olarak yansır. Dolayısıyla hastalar, özellikle de ameliyatlı tedavilerden olabildiğince kaçar. Ama bu kaçış da “aşağı tükür sakal, yukarı tükür bıyık!..” misali, bir çözüm de olmaz!..
Diğer taraftan, makat hastalıklarındaki mevcut tedavileri uygulayan her genel cerrah; yıllar içersinde edindiği tecrübeler doğrultusunda hastaya özel bir takım uyarlamalara gider. Bu sayede hastaların arzuladığı ideal tedaviye yaklaşmayı hedefler. Doğal olarak, ben de benzer bir sürece, girdim ve zamanla kendi uyarlamamı geliştirdim. Ama gördüm ki; mevcut tedavilerle olmuyordu, yetmiyordu!.. Daha fazlasına ihtiyaç vardı!...
•► Ezber bozacak kadar yenilikçi olmalıydı…
•► Abdest tutma ve dışkılama işlevselliğini koruyacak şekilde güvenli olmalıydı…
•► Uzun vadeli etkinlik için kalıcı olmalıydı…
Dolayısıyla hastaların arzuladığı tedavi beklentilerini; YENİLİKÇİ bir yaklaşımla GÜVENLİ ve KALICI bir şekilde sağlayacak orta yola ihtiyaç vardı?!.. İdeal tedavi adına çıktığım bu yolda; “LaserÖtesi” adını verdiğim farklı, yeni bir cerrahi tedavi modeline ulaştım.
LaserÖtesi” her derde deva olarak görülen; şu meşhur "laser" den bile öte, üstün olduğunu vurgulamak üzere verilmiş bir isimdir. Yoksa laserle, uzaktan ya da yakından hiçbir alakası yoktur.
Arzulanan tedavi beklentileri için “YenilikçiLaserÖtesi Tedavi;
LaserÖtesi Tedavi modelinin sırrı; makatı, normal dışkılama işlevinin bir parçası olarak görmesi ve makatta yaşanan sorunları da bu işlevsel bütünsellikte komple ele alıp çözümlemeye odaklanmasıdır. Yani makattaki sorunlarda; önceliği dışkı çıkışını rahatlatmaya verecek kadar ezber bozan “yenilikçi” tedavi modelidir. Çünkü “Tekrarladı” diyen veya “Kabız olmamaya çalışın, kabız olursanız tekrarlar” denilen hastaların önüne, ancak bu sayede geçilebilir.
Normal dışkılama; “Mermiyi (dışkıyı) namluya (makata) ver ama namludan sen çıkarma (gereksiz ıkınma). Bırak (mekanizma desteğiyle) kendiliğinden çıksın” modeli ile örneklendirilebilir. Bu çerçevede gerçekleşmeyen (hatalı) dışkılamaların; yıllar içersinde hem mekanizmada (pelvik taban ve rektum) hem de namluda (makatta) hasar yaratması kaçınılmazdır. Dolayısıyla mekanizma hasarlarını dikkate almayan, sadece namlu hasarlarına odaklanan mevcut basur tedavilerinin, zamanla yetersiz kalması olağandır.
İşte bu nedenle hastalardaki makat sorunlarına, dışkılama işlevleri de dikkate alınarak yaklaşılır. Bu amaçla sorgulama ve anal muayene detaylandırılır, ilave olarak Defekografi, Anal Manometri, 3D Endoanal Ultrason gibi tetkiklerden faydalanılır. Bu sayede “Çözüm, sorunun içinde gizlidir” sözünden yola çıkarak çözüm adına sunduğumuz LaserÖtesi tedavi için doğru ve eksiksiz teşhise ulaşılır. Yani hem namlu hem de olası mekanizma hasarları komple tespit edilir.
Ayrıca sorgulama, muayene ve tetkik süreçleri sayesinde “Arabayı, yol diye asfalt yerine dağda taşta kullanma” misali, kullanıcı hataları da ortaya konmuş olur.
Arzulanan tedavi beklentileri için “GüvenliLaserÖtesi Tedavi;
İnsanı hayvanlardan ayıran ve sosyal bir canlı olmasını sağlayan temel özelliklerden biri de; kabul edilebilir yer ve zamanlarda gaz ve dışkı kontrolü, yani Abdest tutma işlevidir.
Bu nedenle makat hastalıklarında, ideal tedavi adına ihtiyaç duyulan yolun; ciddi komplikasyon, makat conta hasarı ve ilave hastalık riski gibi Abdest tutma işlevselliğini etkileyen unsurları içermeyecek şekilde, yani GÜVENLİ olması arzulanır.
LaserÖtesi tedavi modeliyle makatta yaşanan sorunlara şekilsel değil de işlevselliğe, yani rahat dışkılamaya yönelik yaklaşılır. Bu yaklaşımın “Primum Non Nocere!..(Önce, zarar verme!..)” misali, vazgeçilmez unsurunu ise “önce, abdest tutma işlevini koru” oluşturur. İşte rahat dışkılamaya odaklanan ama abdest tutma işlevini de koruyan “Güvenli” LaserÖtesi tedavi…
Arzulanan tedavi beklentileri için “KalıcıLaserÖtesi Tedavi;
Hastalar, makat hastalıklarında yaşanan “tekrarlama” riskine rağmen uygulanacak tedavinin etkin olup olmadığını mutlaka sorgular. Hatta kalıcı olup tedavinin bir kere de bitmesi arzulanır.
Mademki etkin ve kalıcı bir tedavi arzulanıyor? O halde tekrarlayıcı uygulama gerektiren cerrahi dışı tedavilerden uzaklaşıp dışkı çıkışını da rahatlatacak şekilde farklı, yeni bir cerrahi (ameliyat) arayışına girmek gerekiyordu. Yani hastanın basur gibi namlu (makat) hasarına ilave olarak detaylı inceleme aşamasında tespit edilen Rektosel, Rektal Mukozal Prolaps gibi mekanizma hasarlarını da kapsayacak şekilde bir ameliyat gerekiyordu. İşte bu düşünceyle geliştirilen “LaserÖtesi Tedavi” ile; dışkılama güçlüğüne yol açan mekanizma hasarlarını da kapsayacak şekilde farklı bir namlu onarımı (basur ameliyatı) gerçekleştirildi. Yani bir taşla iki kuş vuruldu.
Dışkı çıkışını rahatlatmaya odaklanan LaserÖtesi Tedaviyle makatın (namlunun) tekrar zorlanarak benzer sorunlara neden olmaması sağlanır. Ayrıca bu süreçte; normal detaylı inceleme sırasında tespit edilen hatalı dışkılama alışkanlıkları (Kullanıcı Hataları) da kullanıcı eğitimi adı altında yeniden düzenlenir ve hastalardan korunma adı altında idame istenir.
LaserÖtesi Tedavi, kullanıcı hatalarının tekrarlanmaması için korunma adı altındaki kullanıcı eğitimiyle desteklenerek uzun vadeli (kalıcı) etkinlik sağlanır. Hatta hastalara; kabız olmayı hedefler tarzda ve her şeyi yiyecek şekilde bol beslenme önerilir.
LaserÖtesi mantığıyla TEDAVİ uygulanmış bir hastada...
Tedavi Öncesi ve Sonrasına ait makat (Normal ve Ikınma hali) görüntüleri
1.Tedavi Öncesi (Normal Hali)
2.Tedavi Öncesi (Ikınma Hali)
3.Tedavi Öncesi_HEMEN (Zorlanma Hali)
4.Tedaviden 1 hafta sonra (Normal Hali)--
5.Tedaviden 1 hafta sonra (Ikınma Hali)
6.Tedaviden 2 ay sonra (Normal Hali)
7.Tedaviden 2 ay sonra (Ikınma Hali)

1.........................2............................3...........................4

5.........................6............................7

UÇAN Blogları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder